Otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin vücudun kendi dokularına saldırmasıyla ortaya çıkan hastalık türüdür. Bu durum, klasik tıpta genelde bağışıklık sisteminin baskılanmasıyla tedavi edilmeye çalışır. Ancak son yıllarda bütüncül yaklaşımlar, bağışıklığı baskılamak yerine dengelemeye odaklanmasıyla giderek daha fazla ilgi görmeye başlayan tedavi türleri oldu. Peki otoimmün hastalıklar bütüncül tıp uygulamaları ile nasıl dengelenir? İşte detaylar…

Otoimmün Hastalıkların Temelinde Ne Yatar?
Otoimmün hastalıkların temelinde ne yatar? İşte o sebepler:
Bağışıklık sisteminin şaşırması
Vücut, kendi dokularını yabancı olarak algılar.
Tetikleyiciler
Genetik yatkınlık, çevresel toksinler, stres, viral enfeksiyonlar ve bağırsak geçirgenliği gibi faktörler bağışıklık sistemini bozabilir.
En sık görülen otoimmün hastalıklar
Hşimato troiditi, romatoid artrit, lupus, çölyak hastalığı, sedef hastalığı ve multiple skleroz.
Otoimmün Hastalıkları Baskılamak Ne Anlama Gelir?
Otoimmün hastalıkları baskılamak ne anlama gelir? Klasik tıpta kullanılan bağışıklık baskılayıcı ilaçlar, vücudun bağışıklık tepkisini genel olarak azaltır. Bu durum, semptomları geçici olarak hafifletebilir ancak:
- Enfeksiyonlara yatkınlık artar
- Altta yatan nedenler ele alınmaz
- Bağışıklık sisteminin doğal savunması zayıflar
- Uzun vadede bağımlılık ve yan etki riski doğar.

Otoimmün Hastalıkları Dengelemek Neden Daha Etkilidir?
Otoimmün hastalıkları dengelemek neden daha etkilidir? Bağışıklık sistemini “susturmak” yerine “dengelemek”, vücudun kendi onarıcı mekanizmalarını desteklemeye yöneliktir. Bütüncül tıp, bu dengeyi sağlamak için vücudu bir bütün olarak ele alır ve kişiselleştirilmiş tedavi planları sunar.
Otoimmün Hastalıklarda Bütüncül Tıp Ne İşe Yarar?
Otoimmün hastalıklarda bütüncül tıp ne işe yarar? Bütüncül tıp, hastalığı yalnızca belirtiler üzerinden değil, beden, zihin ve çevresel faktörlerin tamamını bir bütün olarak kabul eden ve bu şekilde değerlendiren bir yaklaşımdır. Otoimmün hastalıklarda bağışıklık sistemini baskılamak yerine dengeleme odaklanılır. Bu yaklaşımda amaç, vücudun kendi iyileşme potansiyelini harekete geçirerek kalıcı sağlık dengesine ulaşmaktır. Uygulanacak bütüncül tıp yaklaşımın içerikleri, bütüncül tıp uzmanı tarafından kişiye özel olarak hazırlanmalıdır.
Otoimmün hastalıklar için şu bütüncül uygulamalar işe yarayabilir:
- Biorezonans (elektrikli akupunktur)
- Ozon Tedavisi
- Hacamat
- Nöralterapi
- IV Uygulamalar
- Bağırsak Florasının düzenlenmesi: Otoimmün hastalıkların büyük kısmı, bağırsak geçirgenliği ile ilişkilidir. Bağırsak için probiyotik ve prebiyotik desteği verilir, gıda intoleransları belirlenip beslenme düzenlir ve gluten, şeker, katkı maddelerinden uzaklaşılır.
- Toksin Yükünün Azaltılması: Otoimmün süreçlerde ağır metal yükü, pestisitler ve mikrobiyal toksinler rol oynayabilir. Bu durumda glutatyon ve C vitamini gibi antioksidanlarla detoks desteklenir, Ozon terapi ve IV uygulamalar ile hücresel düzeyde toksin atılımı hızlandırılır.
Biorezonans ile Otoimmün Dengelenme Nasıl Olur?
Biorezonans, vücudun elektromanyetik frekanslarını analiz ederek bozulmuş alanları tespit eder ve düzeltmeyi hedefler. Bu uygulama:
- Toksin yükünü tanımlar
- Gıda intoleranslarını belirler
- Enerjetik düzeyde bağışıklığı regüle eder
Biorezonansın diğer faydaları ise kişiye özel olarak planlanması, ağrısız ve yan etkisiz olması, bağışıklık sisteminin hedefi şaşırmadan çalışmasını sağlamasıdır. Temel hedef vücut detoksudur. Böylece vücut kendi hasarlarını kolay tespit edip tamire açabilir.
Nöralterapi ile Sinir-Akım Dengesinin Sağlanması
Nöralterapi, otonom sinir sistemini düzenlemek amacıyla vücuda lokal anestezik enjekte edilerek uygulanır. Nöralterapide:
- İnflamasyonun regülasyonu sağlanır.
- Bozulmuş sinir alanları (eski ameliyat yerleri vb.) tedavi edilir.
- Bağışıklık ve sinir sistemi arasında denge kurulur.
Peki nöralterapi otoimmün vakalarda nasıl kullanılmaktadır?
- Lenfatik alanlara ve tonsil, timus gibi bağışıklık organlarına yönelik uygulamalar yapılır.
- Vagal tonus artırılarak sistemik sakinleşme sağlanır.
IV Uygulamalar ile Hücresel Destek
IV terapi, vitamin, mineral ve antioksidanları doğrudan kana vererek hücresel düzeyde etkili olur. Avantajı ise ağızdan alınan takviyelere göre çok daha yüksek biyoyararlanım sağlamasıdır. IV terapi aracılığıyla vücuda giren maddelerin faydaları ise:
- C vitamini, inflamasyonu azaltır, doku yenilenmesini destekler
- Glutatyon, otoimmün vakalarda hücresel detoksun temelidir
- Çinko ve selenyum, Bağışıklık regülasyonunu sağlar
Ozon Terapi ile Bağışıklık Modülasyonu
Ozon gazı, bağışıklık sistemini baskılamak yerine dengeler. Ayrıca:
- T hücre aktivitesini modüle eder
- Serbest radikalleri temizler
- Oksijen taşıma kapasitesini artırır
Peki ozon terapinin, otoimmün vakalarda etkisi nedir?
- İnflamatuar döngüler kırılır
- Kronik yorgunluk, kas ağrısı, beyin sisi gibi semptomlar azalır
Hacamat ile Vücut Yükünün Azaltılması
Hacamat, kılcal damar düzeyinde toksinlerin ve ağır metallerin dışarı atılmasını sağlar.
- Bölgesel inflamasyon azalır.
- Bağışıklık sistemi uyarılır ancak aşırı yanıt baskılanır.
Hacamatın otoimmün hastalarda uygulama bölgeleri şunlardır:
- Sırt, boyun ve bel bölgesi
- Dolaşımı destekleyici alanlar
Otoimmün Hastalıklar ile İlgili Sık Sorulan Sorular
Otoimmün hastalıklarda klasik ilaçlar bırakılmalı mı?
Hayır. Bütüncül yaklaşımlar ilaçları bırakmak yerine destekleyici olarak kullanılır.
Bütüncül tedavi yöntemleri güvenli midir?
Uzman hekimlerce planlandığında güvenlidir. Yan etkileri minimaldir.
Her otoimmün hastalıkta bu yöntemler işe yara mı?
Kişiye ve hastalığın evresine göre değişir. En iyi sonucu kişiselleştirilmiş protokoller verir.
Bütüncül tıp ne kadar sürede etki eder?
Genelde 3-6 ay düzenli uygulamalarla belirgin sonuçlar alınır.
Bütüncül yaklaşım protokolleri ile ilgili daha fazla bilgi almak ve ücretsiz ön görüşme için iletişime geçebilirsiniz.